Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
# Sıfat Tamlaması (Özet) # Sıfat Tamlamalarının Özellikleri # Sıfat Tamlaması (Detay) # Sıfat Tamlamasının Tanımı # Sıfat Tamlamalarının Özellikleri # Bütün sıfatlarla sıfat tamlaması yapılabilir # Niteleme Sıfatlarıyla # İşaret sıfatlarıyla # Asıl sayı sıfatlarıyla # Sayıyla değil de diğer birimlerle ölçülen nesneler için # Sıra sayı sıfatlarıyla # Kesir sayı sıfatlarıyla # Üleştirme sayı sıfatlarıyla # Belgisiz sıfatlarla # Soru sıfatlarıyla # Sıfat-fiillerle veya sıfat-fiil gruplarıyla
Bir sıfatın, ismin önüne gelerek, onu nitelemesi yada belirtmesiyle oluşan tamlamalardır.
Sıfat+İsim=> Sıfat Tamlaması (Sıfat=Tamlayan, İsim=Tamlanan)
Büyük insan, Düz saç, Üç Elma, O adam
Not: Sıfat mutlaka ismin önünde olmalıdır.
Adamın burnu epey büyüktü. (“Büyük” sözcüğü sıfat olmasına rağmen, sıfat tamlaması kurmamıştır.)
Not: Adlaşmış sıfat, sıfat tamlaması sayılmaz.
Çalışanlar, belli oluyor.
Not: Adlaşmış sıfat, bir sıfat tarafından nitelenerek yada belirtilerek sıfat tamlaması oluşturabilir.
Yakışıklı gençleri daha çok severim.
Not: Sıfat tamlamasında tamlayan yada tamlanan isim tamlaması olabilir.
Sıcak yaz akşamları,
El örgüsü kazak
Bir ismin kendisini niteleyen veya belirten bir sıfat unsuruyla oluşturduğu kelime grubuna sıfat tamlaması denir. Bu grupta sıfat, tamlayan; isim ise tamlanan durumundadır. Sıfat olarak kullanılan kelime çekim eki almaz: büyük şehir, eski konak, inatçı keçi, karlı dağlar, sıcak çorba, soğuk su, temiz toplum, üç arkadaş gibi.
Bir isme birden fazla sıfat bağlanabilir: akıllı uslu, terbiyeli, iri yapılı, çalışkan bir genç gibi.
Sıfat ve zarfların anlamlarını derece, ölçü bakımından belirten zarfların oluşturduğu kelime grupları da sıfat tamlaması olur: en güzel (yazı), daha kullanışlı (makine), çok hızlı (konuşuyor) gibi.
Altın saat, demir kapı, gümüş yüzük, plâstik kova, yün çorap gibi örneklerin takısız isim tamlaması değil, sıfat tamlaması olduğu unutulmamalıdır. Kırmızı kalem, kalın kumaş, ince çizgi, dürüst insan gibi sıfat tamlamalarında kırmızı, kalın, ince, dürüst kelimeleri nasıl kendilerinden sonra gelen isimlere ait bir özellik, nitelik bildiriyorsa yukarıdaki örneklerin de bunlardan farkı yoktur. Geniş bahçe, okumuş adam, yakacak odun, yollanacak para gibi sıfat tamlamalarında kelimelerin yeri değiştirilirse sıfatlar, yüklem yerine geçer ve böylece bir cümle ortaya çıkar: bahçe geniş (tir), adam okumuş, odun yakacak, para yollanacak.
Sıfat tamlamalarında birinci kelimeye tamlayan; ikincisine de tamlanan denir. Tamlayan, tamlananın anlamını bütünler. Tamlayan, yani sıfat yardımcı unsurdur; tamlanan, yani isim de asıl unsurdur. Tamlayan başta gelir, tamlanan sonda. Bu "Türkçede yardımcı unsur başta; asıl unsur sonda bulunur" kuralına göre açıklanabilir. Grubun vurgusu tamlayandadır.
İsim tamlamasında olduğu gibi sıfat tamlamasında da tamlananla tamlayanın nereden ayrılacağı iyice kavranmalı, anlam her zaman ön plânda tutulmalıdır.
Penceresinden kavak ağaçları görünen / bir / sağlık ocağı
Tek / çocuk
yanaklarımı pembeleştiren / makaslar
uçuşan / pamukçuklar
Kavakları silkeleyen / rüzgâr
Koca / bahçe
Tasasız / gözler
Güzel / çerçeveler
Kocaman / bir / masası ve koltuğu
Başka / bir / boyut
Sıfatla isim eksiz birleşir. Yani tamlama eki yoktur.
Kırık kalp, serin serviler...
Yukarıdaki parçada en az iki kelimeden oluşan ve koyu harflerle yazılmış olan kelime gruplarının ilk kelimelerinin yazılmadığını, son kelimelerin (isimlerin veya isim tamlamalarının) düşünelim:
Annem belediye doktoruydu. Sağlık ocağında çalışır, çoğu günler beni de yanında götürürdü. Orada çocuk olmanın krallığını yaşar, oyalanır; haşarılıklarımın, afacanlıklarımın hoş görüleceğini bilmenin kolaylıklarından fazlaca yararlanır, buna karşılık beni mıncıklamalarına, makaslar almalarına ses çıkarmazdım. Pencereden uzanır, pamukçukları yakalamaya çalışırdım. Rüzgâr oyun arkadaşım olurdu. Bahçe, önümde mülkümmüş gibi uzanır, bense onu gözlerle izlerdim. Annemin masasında, çerçeveler içinde benim ve babamın resmi dururdu. Gurur duyardım. Masası ve koltuğu vardı annemin. Annemi makamında daha çok severdim sanki, ya da sevgim boyut kazanırdı.
Öncesindeki kelimeler çıkarıldığında isimlerin anlamları eksilmiş oldu. Kelime anlamı olarak değil de cümleye kattığı anlam bakımından eksilme oldu.
Sağlık ocağı nasıl bir sağlık ocağı?
Çocuk nasıl bir çocuk?
Makaslar nasıl makaslar?
Pamukçukları hangi pamukçuklar?
Rüzgâr nasıl bir rüzgâr?
Bahçe nasıl bir bahçe?
gözlerle nasıl gözler?
çerçeveler nasıl çerçeveler?
Masası ve koltuğu nasıl masa ve koltuk?
Boyut hangi boyut, ne boyutu?
İsim tamlamasında olduğu gibi sıfat tamlamasında da isimlerin (asıl unsur) tam olarak anlaşılması ve tanınması için onlardan önce bazı kelimeler getirerek anlamlarını nitelik ve nicelik yönünden tamamlarız.
İsim tamlamasında olduğu gibi sıfat tamlamasında da tamlananla tamlayanın nereden ayrılacağı iyice kavranmalı, anlam her zaman ön plânda tutulmalıdır.
Penceresinden kavak ağaçları görünen / bir / sağlık ocağı
Tek / çocuk
yanaklarımı pembeleştiren / makaslar
uçuşan / pamukçuklar
Kavakları silkeleyen / rüzgâr
Koca / bahçe
Tasasız / gözler
Güzel / çerçeveler
Kocaman / bir / masası ve koltuğu
Başka / bir / boyut
Sıfatla isim eksiz birleşir. Yani tamlama eki yoktur.
Kırık kalp, serin serviler...
Koca / bahçe, tasasız / gözler, güzel / çerçeveler
Mavi deniz, tatlı su, yakın arkadaş, çalışkan öğrenci, yuvarlak masa, akciğer, Akdeniz, karabiber, başbakan, başhekim...
Kitabı şu genç almıştı.
O eşyaları nereye götürüyorsun?
Öteki sorulara geçiniz.
Beriki masaları da taşıdık.
Bir ağaç bile bırakmamışlar; kesmişler.
Yüz yıl öncesine geri döndük.
Türkiye nüfusunun yetmiş milyon olduğu söyleniyor.
Beş milyon ton patates
Kaç gün sonra geleceksin?
Eve giderken hangi otobüse bineceğiz?
Kaçıncı sınıfta okuyor?
Ne gün geleceğini söyledi mi?
Kaçar kişilik gruplar hâlinde gideceğiz?
Kaçta kaç hisse istersin?
yanaklarımı pembeleştiren / makaslar
Kavakları silkeleyen / rüzgâr
uçuşan / pamukçuklar
mavileşen / manzara
eserken yelken açmadığım / rüzgâr
daha deniz görmemiş / bir çoban çocuğu
gecenin bitmeğe yüz tuttuğu / an
Sıfat ve zarfların anlamlarını, miktar ve derece bakımından tamamlayan zarfların meydana getirdiği kelime grupları da birer sıfat tamlamasıdır.
en tatlı, çok güzel, pek doğru, daha gösterişli...
Sıfat tamlamasında sıfatla isim arasına noktalama işareti konmaz. Meselâ, virgül konursa ilk kelime tek başına kalmış olur, dolayısıyla isimleşir.
Genç adama gülümseyerek baktı. (genç: sıfat)
Genç, adama gülümseyerek baktı. (genç: isim, özne)
Birkaç sıfat, arka arkaya sıralanarak bir ismi niteleyebilir veya belirtebilir:
Karanlık, büyük, korkutucu ve nemli bir evdi.
Yavaş, vakur, tatlı bir kadın sesi
Aynı şekilde bir sıfat birden fazla isme ait olabilir:
Yüksek dağlar, tepeler, yaylalar, o bölgenin coğrafî yapısını oluşturur.
Pahalı elbiseler, ayakkabılar
Tamlanan, tamlayan veya her ikisi birden kelime grubu olabilir. Sıfat tamlaması da başka bir sıfat tamlamasında tamlayan ya da tamlanan olabilir:
Seher musikisi > Engin seher musikisi> Bir engin seher musikisi
Şu / gözlüklü adam
Mum rengi / çehreler
Yumuşak ve korkak / adımlar
Bacalara takılan / şu beyaz bulutlar
Ay ışığındaki / büyülü şeffaflık ve nur
Koklamadan attığım / gül demeti
Cümlede isim, sıfat ve zarf olarak görev yaparlar.
Bu yumuşak ve pembe tenli avı, pençesinde sıkarak yükseldi.
Sabah ezanı okunurken başlayan yağmur, birdenbire sağanak hâlini aldı.
Sıfat tamlamalarında eğer tamlanan zaten tamlayanın anlamında varsa düşürülür. Bilinir ki o sıfat o isimden başkasına ait değildir. Bu durumda bu sıfatlara adlaşmış sıfatlar denir:
Ağlayan insanlar bir gün güler. Ağlayanlar bir gün güler.
Gelen ... giden ... aratır Gelen gideni aratır.
Hasta adamı hastahaneye yetiştiremediler Hastayı yetiştiremediler.
Üçler basamağı,
1453'ten sonra...
Gençler ağaç dikiyor.
Tembeller başarılı olamaz.
Tarih: 2016-03-02 01:56:15 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Sıfat Tamlaması Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Sıfat+İsim=> Sıfat Tamlaması (Sıfat=Tamlayan, İsim=Tamlanan)
Büyük insan, Düz saç, Üç Elma, O adam
Not: Sıfat mutlaka ismin önünde olmalıdır.
Adamın burnu epey büyüktü. (“Büyük” sözcüğü sıfat olmasına rağmen, sıfat tamlaması kurmamıştır.)
Not: Adlaşmış sıfat, sıfat tamlaması sayılmaz.
Çalışanlar, belli oluyor.
Not: Adlaşmış sıfat, bir sıfat tarafından nitelenerek yada belirtilerek sıfat tamlaması oluşturabilir.
Yakışıklı gençleri daha çok severim.
Not: Sıfat tamlamasında tamlayan yada tamlanan isim tamlaması olabilir.
Sıcak yaz akşamları,
El örgüsü kazak
Sıfat Tamlaması (Özet)
Bir ismin kendisini niteleyen veya belirten bir sıfat unsuruyla oluşturduğu kelime grubuna sıfat tamlaması denir. Bu grupta sıfat, tamlayan; isim ise tamlanan durumundadır. Sıfat olarak kullanılan kelime çekim eki almaz: büyük şehir, eski konak, inatçı keçi, karlı dağlar, sıcak çorba, soğuk su, temiz toplum, üç arkadaş gibi.
Bir isme birden fazla sıfat bağlanabilir: akıllı uslu, terbiyeli, iri yapılı, çalışkan bir genç gibi.
Sıfat ve zarfların anlamlarını derece, ölçü bakımından belirten zarfların oluşturduğu kelime grupları da sıfat tamlaması olur: en güzel (yazı), daha kullanışlı (makine), çok hızlı (konuşuyor) gibi.
Altın saat, demir kapı, gümüş yüzük, plâstik kova, yün çorap gibi örneklerin takısız isim tamlaması değil, sıfat tamlaması olduğu unutulmamalıdır. Kırmızı kalem, kalın kumaş, ince çizgi, dürüst insan gibi sıfat tamlamalarında kırmızı, kalın, ince, dürüst kelimeleri nasıl kendilerinden sonra gelen isimlere ait bir özellik, nitelik bildiriyorsa yukarıdaki örneklerin de bunlardan farkı yoktur. Geniş bahçe, okumuş adam, yakacak odun, yollanacak para gibi sıfat tamlamalarında kelimelerin yeri değiştirilirse sıfatlar, yüklem yerine geçer ve böylece bir cümle ortaya çıkar: bahçe geniş (tir), adam okumuş, odun yakacak, para yollanacak.
Sıfat Tamlamalarının Özellikleri
Sıfat tamlamalarında birinci kelimeye tamlayan; ikincisine de tamlanan denir. Tamlayan, tamlananın anlamını bütünler. Tamlayan, yani sıfat yardımcı unsurdur; tamlanan, yani isim de asıl unsurdur. Tamlayan başta gelir, tamlanan sonda. Bu "Türkçede yardımcı unsur başta; asıl unsur sonda bulunur" kuralına göre açıklanabilir. Grubun vurgusu tamlayandadır.
İsim tamlamasında olduğu gibi sıfat tamlamasında da tamlananla tamlayanın nereden ayrılacağı iyice kavranmalı, anlam her zaman ön plânda tutulmalıdır.
Penceresinden kavak ağaçları görünen / bir / sağlık ocağı
Tek / çocuk
yanaklarımı pembeleştiren / makaslar
uçuşan / pamukçuklar
Kavakları silkeleyen / rüzgâr
Koca / bahçe
Tasasız / gözler
Güzel / çerçeveler
Kocaman / bir / masası ve koltuğu
Başka / bir / boyut
Sıfatla isim eksiz birleşir. Yani tamlama eki yoktur.
Kırık kalp, serin serviler...
Sıfat Tamlaması (Detay)
Annem belediye doktoruydu. Penceresinden kavak ağaçları görünen bir sağlık ocağında çalışır, çoğu günler beni de yanında götürürdü. Orada tek çocuk olmanın krallığını yaşar, oyalanır; haşarılıklarımın, afacanlıklarımın hoş görüleceğini bilmenin kolaylıklarından fazlaca yararlanır, buna karşılık beni mıncıklamalarına, yanaklarımı pembeleştiren makaslar almalarına ses çıkarmazdım. Pencereden uzanır, uçuşan pamukçukları yakalamaya çalışırdım. Kavakları silkeleyen rüzgâr oyun arkadaşım olurdu. Koca bahçe, önümde mülkümmüş gibi uzanır, bense onu tasasız gözlerle izlerdim. Annemin masasında, güzel çerçeveler içinde benim ve babamın resmi dururdu. Gurur duyardım. Kocaman bir masası ve koltuğu vardı annemin. Annemi makamında daha çok severdim sanki, ya da sevgim başka bir boyut kazanırdı. (Murathan Mungan; Pamukçuklar)Yukarıdaki parçada en az iki kelimeden oluşan ve koyu harflerle yazılmış olan kelime gruplarının ilk kelimelerinin yazılmadığını, son kelimelerin (isimlerin veya isim tamlamalarının) düşünelim:
Annem belediye doktoruydu. Sağlık ocağında çalışır, çoğu günler beni de yanında götürürdü. Orada çocuk olmanın krallığını yaşar, oyalanır; haşarılıklarımın, afacanlıklarımın hoş görüleceğini bilmenin kolaylıklarından fazlaca yararlanır, buna karşılık beni mıncıklamalarına, makaslar almalarına ses çıkarmazdım. Pencereden uzanır, pamukçukları yakalamaya çalışırdım. Rüzgâr oyun arkadaşım olurdu. Bahçe, önümde mülkümmüş gibi uzanır, bense onu gözlerle izlerdim. Annemin masasında, çerçeveler içinde benim ve babamın resmi dururdu. Gurur duyardım. Masası ve koltuğu vardı annemin. Annemi makamında daha çok severdim sanki, ya da sevgim boyut kazanırdı.
Öncesindeki kelimeler çıkarıldığında isimlerin anlamları eksilmiş oldu. Kelime anlamı olarak değil de cümleye kattığı anlam bakımından eksilme oldu.
Sağlık ocağı nasıl bir sağlık ocağı?
Çocuk nasıl bir çocuk?
Makaslar nasıl makaslar?
Pamukçukları hangi pamukçuklar?
Rüzgâr nasıl bir rüzgâr?
Bahçe nasıl bir bahçe?
gözlerle nasıl gözler?
çerçeveler nasıl çerçeveler?
Masası ve koltuğu nasıl masa ve koltuk?
Boyut hangi boyut, ne boyutu?
İsim tamlamasında olduğu gibi sıfat tamlamasında da isimlerin (asıl unsur) tam olarak anlaşılması ve tanınması için onlardan önce bazı kelimeler getirerek anlamlarını nitelik ve nicelik yönünden tamamlarız.
Sıfat Tamlamasının Tanımı
Bir veya daha fazla sıfatın bir (veya daha fazla) ismi sayı, renk, biçim, hareket, durum, sayı ve yer bakımından nitelediği veya belirttiği kelime gruplarına sıfat tamlaması denir.Sıfat Tamlamalarının Özellikleri
]Sıfat tamlamalarında birinci kelimeye tamlayan; ikincisine de tamlanan denir. Tamlayan, tamlananın anlamını bütünler. Tamlayan, yani sıfat yardımcı unsurdur; tamlanan, yani isim de asıl unsurdur. Tamlayan başta gelir, tamlanan sonda. Bu “Türkçede yardımcı unsur başta; asıl unsur sonda bulunur” kuralına göre açıklanabilir. Grubun vurgusu tamlayandadır.İsim tamlamasında olduğu gibi sıfat tamlamasında da tamlananla tamlayanın nereden ayrılacağı iyice kavranmalı, anlam her zaman ön plânda tutulmalıdır.
Penceresinden kavak ağaçları görünen / bir / sağlık ocağı
Tek / çocuk
yanaklarımı pembeleştiren / makaslar
uçuşan / pamukçuklar
Kavakları silkeleyen / rüzgâr
Koca / bahçe
Tasasız / gözler
Güzel / çerçeveler
Kocaman / bir / masası ve koltuğu
Başka / bir / boyut
Sıfatla isim eksiz birleşir. Yani tamlama eki yoktur.
Kırık kalp, serin serviler...
Bütün sıfatlarla sıfat tamlaması yapılabilir
Niteleme Sıfatlarıyla
Kocaman / bir masası ve koltuğuKoca / bahçe, tasasız / gözler, güzel / çerçeveler
Mavi deniz, tatlı su, yakın arkadaş, çalışkan öğrenci, yuvarlak masa, akciğer, Akdeniz, karabiber, başbakan, başhekim...
İşaret sıfatlarıyla
Bu soruyu kim cevaplayacak?Kitabı şu genç almıştı.
O eşyaları nereye götürüyorsun?
Öteki sorulara geçiniz.
Beriki masaları da taşıdık.
Asıl sayı sıfatlarıyla
Her gün iki saat ders çalışır, bir saat de kitap okurum.Bir ağaç bile bırakmamışlar; kesmişler.
Yüz yıl öncesine geri döndük.
Türkiye nüfusunun yetmiş milyon olduğu söyleniyor.
Beş milyon ton patates
Sayıyla değil de diğer birimlerle ölçülen nesneler için
10 cm ip, 2 m kumaş, 100 ton kömür, 3 kg şeker...Sıra sayı sıfatlarıyla
77. yıl, 11'inci bölük, birinci gün, ikinci gelişimiz,Kesir sayı sıfatlarıyla
Yüzde bir ihtimal, yarım ekmek, çeyrek (dörtte bir) ekmek...Üleştirme sayı sıfatlarıyla
İkişer elma, yedişer kişi, ellişer milyon, birer gün arayla,Belgisiz sıfatlarla
kimi insanlar, bir yaz günü, her soru, birtakım insanlar, birkaç kişi, tüm insanlar, bütün varlıklar...Soru sıfatlarıyla
Nasıl kitaplardan hoşlanırsın?Kaç gün sonra geleceksin?
Eve giderken hangi otobüse bineceğiz?
Kaçıncı sınıfta okuyor?
Ne gün geleceğini söyledi mi?
Kaçar kişilik gruplar hâlinde gideceğiz?
Kaçta kaç hisse istersin?
Sıfat-fiillerle veya sıfat-fiil gruplarıyla
Penceresinden kavak ağaçları görünen / bir sağlık ocağıyanaklarımı pembeleştiren / makaslar
Kavakları silkeleyen / rüzgâr
uçuşan / pamukçuklar
mavileşen / manzara
eserken yelken açmadığım / rüzgâr
daha deniz görmemiş / bir çoban çocuğu
gecenin bitmeğe yüz tuttuğu / an
Sıfat ve zarfların anlamlarını, miktar ve derece bakımından tamamlayan zarfların meydana getirdiği kelime grupları da birer sıfat tamlamasıdır.
en tatlı, çok güzel, pek doğru, daha gösterişli...
Sıfat tamlamasında sıfatla isim arasına noktalama işareti konmaz. Meselâ, virgül konursa ilk kelime tek başına kalmış olur, dolayısıyla isimleşir.
Genç adama gülümseyerek baktı. (genç: sıfat)
Genç, adama gülümseyerek baktı. (genç: isim, özne)
Birkaç sıfat, arka arkaya sıralanarak bir ismi niteleyebilir veya belirtebilir:
Karanlık, büyük, korkutucu ve nemli bir evdi.
Yavaş, vakur, tatlı bir kadın sesi
Aynı şekilde bir sıfat birden fazla isme ait olabilir:
Yüksek dağlar, tepeler, yaylalar, o bölgenin coğrafî yapısını oluşturur.
Pahalı elbiseler, ayakkabılar
Tamlanan, tamlayan veya her ikisi birden kelime grubu olabilir. Sıfat tamlaması da başka bir sıfat tamlamasında tamlayan ya da tamlanan olabilir:
Seher musikisi > Engin seher musikisi> Bir engin seher musikisi
Şu / gözlüklü adam
Mum rengi / çehreler
Yumuşak ve korkak / adımlar
Bacalara takılan / şu beyaz bulutlar
Ay ışığındaki / büyülü şeffaflık ve nur
Koklamadan attığım / gül demeti
Cümlede isim, sıfat ve zarf olarak görev yaparlar.
Bu yumuşak ve pembe tenli avı, pençesinde sıkarak yükseldi.
Sabah ezanı okunurken başlayan yağmur, birdenbire sağanak hâlini aldı.
Sıfat tamlamalarında eğer tamlanan zaten tamlayanın anlamında varsa düşürülür. Bilinir ki o sıfat o isimden başkasına ait değildir. Bu durumda bu sıfatlara adlaşmış sıfatlar denir:
Ağlayan insanlar bir gün güler. Ağlayanlar bir gün güler.
Gelen ... giden ... aratır Gelen gideni aratır.
Hasta adamı hastahaneye yetiştiremediler Hastayı yetiştiremediler.
Üçler basamağı,
1453'ten sonra...
Gençler ağaç dikiyor.
Tembeller başarılı olamaz.
Tarih: 2016-03-02 01:56:15 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx